Bazen hiç beklemediğimiz ve hiç hazır olmadığımız bir anda hayatımız tamamen değişebilir. Bu tür değişiklikler günlük rutinlerimizi bozar. Yaşanılan bu olaylar hayatımızı bazen olumsuz yönde etkileyebilir. Bu olumsuz olaylar bizi hem psikolojik olarak hem de fizyolojik olarak tehdit edebilir.
Fizyolojik ve psikolojik bütünlüğümüz tehdit halindeyken korku, kaygı, uyku bozuklukları, konsantrasyon güçlükleri yaşayabiliriz. Bazı çocuklar hiç beklemediği ve daha önce hiç hazır olmadığı durumlarda tıpkı geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Kahramanmaraş depreminde olduğu gibi kaygı, depresyon ve stres bozuklukları yaşayabilirler.
Çocuğun ya da ailenin başından travmatik bir olay geçtiğinde çocuk için bu durum, ilk kez gerçekleşiyorsa nasıl tepki vereceğini bilmediği için yapacağı tek şey anne-babasını izlemek olacaktır. Çocuklar korkularını, endişelerini, üzüntülerini, kaygılarını ve çaresizliklerini kelimelere dökemeyebilirler.
Yaşanılan olumsuzluklar çocukların duygularında büyük etki yaratabilir. Çocuklar bu yüzden;
Belki de ilk kez olumsuz olay karşısında sevdiklerini, birikimini, anılarını kaybeden yetişkin ne yapacağını bilmediği için çocuğuyla arasındaki ilişki olumsuz etkilenebilir.